Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde çalışan bakım personelleri, koruma ve bakım altındaki çocuklar, engelliler ve yaşlılar gibi dezavantajlı gruplara hizmet vermektedir. Ancak, iş tanımlarının genişliği ve ağır çalışma koşullarına rağmen, hak ettikleri çalışma düzeni ve ücretlendirmeye kavuşamamışlardır.
Bakım personelleri, 24 saatlik nöbetlerde aktif olarak çalıştıkları sürenin tamamının mesaiden sayılmasını ve oluşan fazla mesai ücretlerinin ödenmesini talep etmektedir. Ancak bakanlık, geçmişte taşeron sisteminde 24 saat çalışırken fazla mesai talep edilmemesini gerekçe göstererek, işçilerin bu haklı taleplerine olumsuz yaklaşmaktadır. Bu düşünce, günümüz çalışma standartlarına ve hukuka aykırı bir durum teşkil etmektedir.
ÇALIŞMA SÜRELERİ VE FAZLA MESAİ SORUNLARI
Bakım personelleri bazı dönemlerde ayda 240 saati aşkın çalışmasına rağmen, idareciler tarafından hâlâ eksik çalışma suçlamalarına maruz kalmaktadır. Haftalık 45 saatlik çalışma süresini tamamlamadıkları gerekçesiyle ek mesaiye zorlanmaktadırlar.
Mevcut sistemde, her 24 saatlik nöbetin yalnızca 16,5 saati çalışma süresi olarak kabul edilmekte, geri kalan 7,5 saatlik bölüm istirahat süresi sayılmaktadır. Ancak, bu istirahat süresi gerçek bir dinlenme anlamına gelmemektedir. Bakım personelleri, çocukların, yaşlıların ya da engellilerin ihtiyaçları doğrultusunda bu süre zarfında da çalışmaya devam etmek zorunda kalmaktadır. Buna rağmen, bakanlık bu süreleri mesaiden saymamakta ve işçilerin fazla mesai ücretlerini ödememektedir.
Personellerin hukuki yollara başvurması sonucu her 24 saatlik nöbet için yalnızca 3 saatlik fazla mesai ücreti almalarına hükmedilmiş olsa da, bakanlık bu kararları dikkate almayarak çalışma saatleri ve ödemelerde bir düzenlemeye gitmemektedir.
GÖREV TANIMININ AĞIRLIĞI VE FAZLA YÜK
Bakım personelleri, çalıştıkları çocuk evlerinde en az 6-7 çocuktan sorumlu olmakta; bu sorumluluk kapsamında yemek hazırlanması, temizlik, hijyen, çocukların kişisel bakımı, ilaç takibi, güvenlik gibi birçok görev üstlenmektedirler.
Bunlara ek olarak, alışveriş yapma, çocuk evlerinin taşınması, diğer birimlerdeki işlere destek sağlama gibi angarya işlerde de görevlendirilmektedirler. Personel yetersizliği sebebiyle, bazı çocuk evi sitelerinde bir bakım personeli iki katta bulunan 16-17 çocuğun bakımını üstlenmek zorunda kalmaktadır. Bu durum, bakım hizmetlerinin kalitesini düşürmekte ve hem personelleri hem de hizmet verilen bireyleri olumsuz etkilemektedir.
ÇALIŞMA KOŞULLARINDAKİ ADALETSİZLİKLER
Bakanlık, bakım personellerinin çocuklar okuldayken ya da gece uyuduklarında istirahat ettiğini varsayarak, bu süreleri çalışma saatlerinden düşmektedir. Ancak, çocuklar gece hastalandığında, ilaç verilmesi gerektiğinde, okula gitmediklerinde veya tatil günlerinde istirahat süresi çalışma süresine eklenmemektedir. Çalışanlar çifte standart uygulamalarına maruz bırakılmaktadır.
Bakım personelleri ayda 240 saat ve üzeri çalışırken, aldıkları maaş 33-35 bin TL civarında seyretmektedir. Bunun yanı sıra, izin, rapor veya diğer sebeplerle işe gidemediklerinde maaşlarında kesinti yaşanmaktadır. Yoğun çalışma temposuna rağmen hak ettikleri ücret ve sosyal haklardan mahrum bırakılmaları, çalışma motivasyonlarını düşürmekte ve hizmet kalitesini olumsuz etkilemektedir.
SENDİKALAR VE BAKANLIĞIN TAVRI
Tüm bu mağduriyetler, 2018 yılından beri yetkili sendika ve işveren konumundaki bakanlık tarafından bilinmesine rağmen, herhangi bir iyileştirme adımı atılmamıştır. Yetkili sendikanın yanı sıra, iş kolundaki diğer güçlü sendikalar da bu sorunun çözümü için etkili bir adım atmamıştır.
Bu durum, bakım personellerinin bakanlık nezdinde göz ardı edildiği algısını güçlendirmekte ve kurum içinde büyük bir huzursuzluğa yol açmaktadır. Öyle ki, bakım hizmeti verilen çocuklar ve yaşlılar dahi personellerin içinde bulunduğu bu olumsuz koşulların farkındadır. Ancak, hala çalışma koşullarını iyileştirici bir adım atılmamıştır.
Bakım personelleri, seslerinin duyulmasını ve hak ettikleri çalışma düzenine kavuşmayı talep etmektedir. Bunun için öncelikli olarak;
Bakım personellerinin çalışma şartlarının iyileştirilmesi, sadece çalışanların değil, hizmet verdikleri çocuklar, yaşlılar ve engellilerin de yaşam kalitesini doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle, yetkili sendika ve bakanlık acilen harekete geçmeli, mağduriyetlerin giderilmesi için somut adımlar atmalıdır.
Subscribe to get the latest posts sent to your email.