ÇOCUK BAKIM PERSONELİ / DESTEK PERSONELİ NEDİR? GÖREVLERİ NEDİR? SORUNLARI NELERDİR?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı çocuk bakım kuruluşlarında görev yapan Çocuk Bakım Personellerinin bir 4857 sayılı kanuna bağlı kamu işçisi olarak istihdam edilmekte iken; bir kısmı 657’ye tabi memur olarak istihdam edilmektedir. Öncelikle belirtelim ki burada bahsedilen sorunlar her iki kesiminde ortak sorunlarıdır.
Çoğu zaman görmezden gelinen, emeği gayreti yok sayılan, çalıştığı asla kabul edilmeyen, kurumdaki her sorunun kaynağı olarak görülen Bakım Personelleri resmi yönetmelikte görev tanımları belirlenmiş olsa da, sahada karşılaştıkları iş yükü, sorumluluk, baskı ve risk düzeyi, çoğu zaman kâğıt üzerinde görünenin çok daha ötesine geçmektedir.
Yönetmelik, bakım personelinin çocukların öz bakımı, güvenliği, yemek hizmeti, hijyen, sağlık takibi ve günlük yaşamlarının planlanmasından sorumlu olduğunu açıkça ortaya koyulmaktadır. Fakat uygulamada bu görev tanımının üzerine eklenen personel eksikliği, kurum içi iş organizasyonundaki yapısal boşluklar, idari birimlerin yaklaşımı, sosyal servislerin yük devri, çocuk yoğunluğu, riskli vaka sayısı, mesleki baskı ve tehditler, bakım personelinin omuzlarına taşınması güç ve çoğu zamanda dışardan görünmez bir yük bindirmektedir.
1. YÖNETMELİKTE NET OLAN GÖREVLER, SAHADA AĞIR BİR YÜKÜN TEMELİNİ OLUŞTURUYOR
Yönetmelik Madde 18’e göre bakım personeli;
gibi geniş bir görev listesine sahiptir.
Bu liste ev tipi çocuk bakım kuruluşlarında, ya da çocuk evleri sitesi yada ilk kabul birimlerinde olma durumuna göre daha da uzamaktadır.
2. PERSONEL EKSİKLİĞİ: SİSTEMİN TEMEL KIRILMA NOKTASI
Türkiye’nin birçok ilinde çocuk bakım kurumları ciddi bir personel açığıyla yürütülmektedir. Bu durumun sahaya yansıması dramatiktir:
• Bir bakım personeline 16–17 çocuk düşmesi artık olağan hale gelmiştir. Bu kadar sayıya ilave bakım işi dışında hastane refakat işleri, evin/grubun/birimin temizliği, çocuğun ve giysilerinin ve yaşam ortamının düzeni temizliği, ayrıca, evin/grubun/birimin güvenliğinin sağlanması da eklendiğinde, iş yükü, görev sorumlulukların yönetmeliklerin çok ötesinde olduğu görülmektedir.
• 24 saatlik nöbetlerde bakımcı fiilen evin tek sorumlusudur.
Aynı anda:
zorunda kalmaktadır.
Bazı illerde çocuk evlerinin/birimlerinin yerinin değişmesi sebebiyle, evin/birimin taşınması, boyanması bakım personellerine istemeselerde zorla yaptırıldığı bilinmektedir. Hatta bazı kurumlarda koltuklar ve halılar bile yıkattırılmak istenmektedir.
• Güvenlik sorumluluğunun tamamı ev tipinde bakım personelinin üzerine bırakılmıştır.
Kamera odası yoktur, güvenlik görevlisi çoğu evde bulunmaz.
Çocukların kavga etmesinden kaçmasına, kendine zarar vermesinden ilaç alımına kadar her şeyden bakım personeli sorumlu tutulmaktadır.
İşin doğası birçok adli olay ile bakım personelleri karşı karşıya gelmekte. Bakım Personelleri bazen şahit, bazen de sanık sıfatlarıyla birçok dava dosyasıyla karşı karşıya kalmaktalar. Hatta birçoğu iftira olduğu kurumlarca bilinse de Bakım Personellerine hukuki bir destek Bakanlık tarafından verilmeyerek yalnız bırakılmaktadır.
3. YEMEK, TEMİZLİK, HİJYEN VE MENÜ TALEPLERİ: AŞÇILIK + EV İŞÇİLİĞİ + BAKIM
Resmi görev tanımında bakım personeli, öğünlerin hazırlanmasından sorumlu tutulur; ancak sahada bu iş yükü aşçılık düzeyine ulaşmıştır.
• Her güne detaylı menü verilip aynen uygulanması istenebilmektedir.
Yani bakım personeli bazı kuruluşlarda bakım, güvenlik personeli olarak görülmesine ek olarak bir de “aşçı” gibi görülmektedir. Hatta öyle ki bazen çocuk dışında kurumun diğer personelleri içinde yemek yapması veya yemek servisi yapması istenmektedir. Onun dışında evlere gelen onlarca siyasi, idari veya bürokratik misafirleri ağırlaması da istenmektedir.
• Yemek hazırlarken çocukları gözetmek zorunda kalan personel iki işi aynı anda yaparken büyük güvenlik riski yaşamaktadır.
• Ev/birim temizliği tamamen bakım personelinin üzerindedir.
Çamaşır, mutfak, banyo, salon, yatak odaları…
Bu yük tek başına bir personel için normalde bir temizlik görevidir.
Ancak bakımcı hem temizlik personeli hem aşçı hem bakıcı hem öğretmen hem güvenlik görevlisi rolündedir.
(Bazı ev tipi olmayan kuruluşlarda çocuğun yaşam alanının temizliği günde bir kere temizlik personeli tarafından yapılmakta olsa da işin doğası gereği o birimin düzenini sağlamak ya da sonraki arkadaşa temiz bırakmak için yine defalarca o birimin temizliği bakım personeli tarafından yapılmak zorunda kalıyor.)
4. KAÇAK, YARALANMA, HASTALIK… “FATURA HEP BAKIMCIYA” ANLAYIŞI
Sahada en çok şikâyet edilen konulardan biri şudur:
En ufak olayda bile bütün suç bakım personeline yıkılmaktadır.
Bu yaklaşım, personelin sürekli tetikte, kaygı içinde, psikolojik baskı altında çalışmasına neden olmaktadır.
5. İDARİ BİRİMLER VE SOSYAL SERVİSİN “BAKIMI GÖRMEMESİ” SORUNU
Kurul, idare, sosyal servis, evrak birimleri genellikle çocuğun bakımıyla ilgili tüm yükü bakım personeline verirken, denetimlerde ve disiplin süreçlerinde bakım personelini “ilk sorumlu” ilan etmektedir.
Sahada Bakım Personeli hakkında en sık dile getirilen cümle şudur:
“Hiçbir iş yapmayıp maaş alıyorlar.”
Bu algı, sahada büyük gerilim yaratmakta; bakım personeline yönelik küçültücü, dışlayıcı yaklaşımlar, sözlü baskılar ve tehditler zaman zaman sıradanlaşmaktadır.
6. ÇOCUKLARIN İFTİRA RİSKİ – İDARECİLERİN BASKISI: ÇİFT TARAFLI TEHLİKE
Çocuk bakım kurumlarının doğası gereği:
• Travma geçmişi olan, davranış bozukluğu olan, manipülasyon eğilimi olan çok sayıda çocukla çalışmaktadır.
Bu nedenle bakım personeli zaman zaman:
Böyle durumlarda çoğu zaman idarenin yaklaşımı Bakım Personelini destekleyici olmak yerine, “gözden çıkarılabilir personel” olarak görülmektedir.
• Kurum içi sözlü tehditler, mobbing, yıldırma girişimleri bazı kurumlarda yaygın olarak görülmektedir.
7. “BİRKAÇ KÖTÜ ÖRNEK ÜZERİNDEN TÜM MESLEĞİN LİNÇ EDİLMESİ” SORUNU
Türkiye’de bakım personeli çok hassas bir görev yürütmektedir.
Ancak binlerce personelin emeği, bazı münferit kötü örneklerin medyaya yansımasıyla bir anda gölgelenmektedir.
Bu durum, mesleğin toplumdaki algısını zedelemekte ve bakım personelini korumasız bırakmaktadır.
8. 4/B – 4/D AYRIMI OLMADAN TÜM BAKIM PERSONELLERİNİN ORTAK YAZGISI
Sahada açık bir gerçek vardır:
4/B sözleşmeli destek personeli ile 4/D işçi statüsündeki bakım personeli aynı yükü taşımaktadır.
her iki statü için de geçerlidir.
Kurumda unvan farklılıklarının fiili işleyişte hiçbir karşılığı yoktur; bakım yükü herkese eşit ve ağır bir şekilde yansımaktadır.
9. SONUÇ: ÇOCUK KORUMA SİSTEMİNİN KALBİ BAKIM PERSONELİDİR — AMA EN KORUNMASIZ OLAN DA ONLARDIR
Çocuk bakım personeli, çocuk koruma sisteminin en ağır yükünü taşıyan, en fazla sorumluluk yüklenen, en fazla risk ile çalışan, fakat en az görünür kılınan personeldir.
Bu nedenle bakım personelinin:
acil bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Çünkü bakım personeli yalnızca bir çalışan değildir;
çocukların hayatına temas eden, onların güvenliğini, sağlığını, gelişimini ve geleceğini doğrudan etkileyen en kritik halkadır.
Bu halka güçlendirilmeden hiçbir çocuk koruma sistemi güçlü olamaz.
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Çok doğru tespitler. Biran önce sorunlarimizin çözümünü talep ediyoruz.